28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin sonuçlarının yankıları devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zaferin akabinde çalışmalara sürat kesmeden başladı.
Muhalefet cephesinde ise sular durulmuyor.
Öyle ki, CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik istifa ve değişim davetleri yükseliyor.
Kılıçdaroğlu ise bu süreçte kendisine yönelik davetlerle karşı savaş verirken bir yandan da gerçekleştirdiği zımnî görüşmelerin açığa çıkmasıyla gayret ediyor.
Bunlardan biri de, seçimin son günlerine gerçek muahede sağladığı Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ ile yaptığı protokol…
“Ben İçişleri Bakanı olacaktım”
Özdağ, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında tüm gerçekleri ortaya serdi.
Özdağ, “Yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık. Fakat o kelamlı mutabakattı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı. Ben İçişleri Bakanı olacaktım.” tabirlerini kullandı.
Öztrak yalanladı
Bunun üzerine büyük yankı uyandıran açıklamaların akabinde gözler CHP cephesinde çevrildi.
Konuya ait, basın toplantısında açıklama yapan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Zafer Partisi ile kamuoyuna açıklanan bir protokol yapıldı. İki protokolde de İçişleri Bakanlığı ve MİT ile ilgili bir unsur yer almadı.” dedi.
“Protokol ikimizin ortasında imzalandı”
Bu yalanlamanın üzerine kelam Kılıçdaroğlu’na verildi.
Dün Habertürk canlı yayınına katılan muhalefet başkanı, gündeme ait yaptığı açıklamalarda Özdağ ile Öztrak ortasında geçen mevzuyu açığa kavuşturdu.
Adeta itiraf niteliğinde yaptığı açıklamada, “O protokolle ilgili konuşmam hakikat değil. İki kişi ortasında yapılan ve iki kişinin namusuna teslim edilen bir protokoldür. Benim bu mevzuda konuşmam en azından ahlaki olarak hakikat değil. Protokol evet var, ikimizin ortasında imzalandı. Bu protokol kamuoyuna açık bir protokol değil. Hasebiyle ikimizin namusuna teslim edilmiş bir protokoldür. Nokta.” dedi.
İttifak partilerinden tepki
Kılıçdaroğlu’nun kendi partisinden ve ittifak üyelerinden gizlice yaptığı protokol büyük reaksiyon çekti.
Bu isimlerden biri de Uygun Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez oldu.
“Ankara’nın karanlık dehlizlerinde pazarlıklar yapmış…”
Çömez, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kılıçdaroğlu için sert tabirler kullanarak şöyle dedi:
Biz alanda kendisi için oy isterken halbuki o, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde pazarlıklar yapıyor, protokoller imzalıyormuş. Arkadaşlarının haberi yok, ittifak ortaklarının bilgisi yok.
Hoyratça heba edilmiş bir itimat, yine kazanılabilir mi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu.
“Seçime CHP’den başka girmek durumundayız”
Bir öteki reaksiyon de Âlâ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’dan geldi.
Halk TV’de katıldığı programda açıklamalarda bulunan Türkkan, ittifakı eleştirerek şu sözleri kullandı:
Yerel seçimlerdeki paydaşlığın hiç bir artısı gelmedi. Ziyanı var mı var. Biz CHP payandası pozisyonunda gözükmek istemiyoruz. Bu mahzuru aşmak zorundayız. 81 vilayet, 922 ilçe, 386 beldede seçimlere girmek için hazırlıkları yapıyoruz. Biz bu seçime Düzgün Parti olarak CHP’den başka girmek durumundayız. Bu türlü girmezsek bu partiyi büyütemeyiz.
