Muhalefetteki çalkantı seçim hezimetinden sonra durulmuyor…
CHP’de idareye bayrak açanlar her gün artarken Düzgün Parti’de başlayan istifalar da arka arda geliyor.
Partinin ağır topları Aytun Çıray ve Ahat Andican’dan sonra bir istifa daha geldi.
Bu defa partinin kurucularından bir isim parti ile yollarını ayırdı.
İyi Parti Kurucular Şurası ve Genel Yönetim Konseyi Üyesi Emine Küçükali istifa etti.
Emine Küçükali, istifasını Twitter hesabından duyurdu.
Partisine ve ittifak ortağı partilere tenkit dolu bir metin yayınlayan Küçükali, oyalandıklarını, dedikodular içinde kaybolduklarını ve argümanlarından vurulduklarını söyledi.
“Dedikodular içerisinde boğulmak zorunda kaldık”
Küçükali açıklamasında şu tabirleri kullandı:
“Geride kalan iki genel seçim, bir lokal seçim ve kongreler sürecinde üzülerek günü kurtarmaya yönelik atılımların savlarımızı akamete uğrattığını gördük. İktidarı eleştirdiğimiz her noktada onlara benzediğimizi, ülkemiz için istediğimiz iştirakçi, demokratik, adil idare süreçlerini kendi içimizde uygulayamadığımızı üzülerek söz etmek zorundayız. İstişare süreçleri yerine dar takımların bitmez tükenmez dedikoduları içerisinde boğulmak zorunda kaldık.
“Milletimizin ümitlerini suya düşürdük”
Partimize, seçmenimize ve milletimize dair dertlerimiz şahsen ittifak ortaklarımız tarafından görmezden gelindi, oyalandık. Dayatmalara boyun eğdik, itirazlarımız karşısında hakarete uğradık ve nihayetinde milyonlarca seçmenle birlikte ‘kaybettirildik.’ Gelinen noktada, milletin ne istediği yerine ‘siyaset tanrılarına’ kimlerin kurban verileceğine odaklandık. Özetle tezimizden vurulduk, milletimizin ümitlerini suya düşürdük.
Ben bu süreçte elimden gelen tüm uğraşı gösterdiğime, ilçe ilçe, sokak sokak, kapı kapı çalıştığıma, maddi manevi üzerime düşenleri yerine getirdiğime dair inancımla; milletim için verdiğim gayrete vakfettiğim gücümü, parti içi çekişmelere, devşirmelere, kapıkullarına, dağıtımdan gelenlere, kısaca benimle tıpkı yolda yürümesi mümkün olmayanlara daha fazla harcamayacağım.
“Tek vasıfları yakınlara yakınlık olanlar…”
Biz inandıklarımızla yol yürümeye çalışırken, siyaseti bir kıymetler bütününün kelam ve hareketi olarak görürken, hiç ummadığımız pürüzlerle karşı karşıya bırakıldık. Parti bürokrasisinin siyasete tahakkümünü, para ve menfaate dayalı münasebetlerin emeğin kutsallığına tercih edildiğini, tek vasıfları yakınlara yakınlık olanların Işık süratiyle mevzi kazandığını ‘başkaları ismine utanarak’ gördük.
Yukarıda arz ve izah ettiğim münasebetler ile fazlası vicdanımda mahfuz kalan öteki konuları bir ortada kıymetlendirerek, gördüğüm gerek üzerine UYGUN Parti’deki Kurucular Konseyi Üyeliği, Genel Yönetim Şurası Üyeliği ve Parti Üyeliğinden istifa ediyorum. Büyük Türk Milleti’ne hürmetlerimle arz ederim.”
