İyi Parti Genel Lideri hakkında, 2016 yılında “FETÖ suçlaması” savıyla başlatıldı.
Soruşturmanın bâtın bir şahidin tezleri üzerine başlatıldığı biliniyordu. Soruşturmada kapalılık kararı alınmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma 7 yıl sonra karara bağlandı.
Başsavcılık soruşturma evrakı hakkında takipsizlik kararı verdi.
“Tüm sorumlular hakkında her türlü yargısal yola başvurulacaktır”
Soruşturmanın geçtiğimiz günlerde takipsizlikle sonuçlanması akabinde ihbar sahiplerine kabahat duyurusunda bulunulduğu açıklandı.
İYİ Parti’den yapılan açıklamada, “7 yıl boyunca Sn. Genel Başkan’ın bir soruşturma tehdidi altında yaşamasına, siyasi faaliyetlerini bu zorluk ve baskı içinde yürütmesine, gerek siyasi rakipleri gerekse kimi basın-medya kuruluşlarının maksadı haline gelmesine, lekelenmeme hakkının ihlaline neden olan tüm sorumlular hakkında her türlü yargısal yola başvurulacaktır.” denildi.
“Suç uydurma unsuru uyarınca gerekli şikayetler yapılmıştır”
İyi Parti’den yapılan açıklama ise şu tabirlere yer verildi:
İyi Parti Genel Lideri Sn. Meral Akşener hakkında, 2016 yılında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği savıyla başlatılan ve son 4 yılı zımnî yürütülen soruşturma, nihayet 7 yıl sonra verilen takipsizlik kararıyla Sn. Genel Başkan’ın ve vekillerinin erişimine açılmıştır.
Dosyanın erişime açılmasıyla Sn. Genel Başkan’ın siyasi hayatına 7 yıldır bir baskı ögesi olarak sirayet eden bu soruşturmayı başlatan ögenin, kimliğini gizleyen bir şahsın 15.07.2016 hain darbe teşebbüsünden 2 gün sonra cürüm uydurarak yaptığı isimsiz bir BİMER ihbarı olduğu öğrenilmiştir.
İlginçtir ki; sonraki tarihlerde de Türkiye’nin dört bir yanından organize bir teşebbüs üzere emsal içerikli birçok ihbar yapılmış, bu ihbarlarda ortak bir lisanla Sn. Genel Başkan’ın 15 Temmuz 2016 tarihinden evvelki konuşmalarında darbe teşebbüsü tarihini işaret ettiği, hükümetin değişeceğini ima ettiği, darbenin haberciliğini yaptığı, neden hala tutuklanmadığı vb. Sn. Genel Lider hakkında gerçeğe alışılmamış olmakla birlikte son derece ağır isnatlar yaratılarak kabahat uydurulmuştur.
Oysa örnek verilecek olduğunda Sn. Genel Başkan’ın bu telaffuzlarıyla işaret ettiği tarihin 15 Temmuz 2016 değil, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 15 Mayıs 2016 tarihli kurultay tarihi olduğu açıktır ve yalnızca kelam konusu ihbarcıların kanıt ismi altında gösterdikleri ve Sn. Genel Başkan’ın herkese açık kaynaklardaki konuşmalarının dinlenmesi ile bile anlaşılabilmektedir.
Hal böyleyken ilgili vilayetlerin savcılıkları mevzuyu tetkik edip acilen Sn. Genel Başkan’ı aklayan bir karar vermek yerine, hiçbir tüzel yere oturtamadığımız yetkisizlik kararları vererek bu belgeleri Ankara’ya göndermişler, bu biçimde şikayetler Ankara’da toplanıp birleştirilmiş ve Sayın Genel Başkan’ın FETÖ’PDY silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak / örgüte üye olmakla suçlandığı soruşturmanın kaynağını oluşturmuşlardır.
Gelinen noktada 7 yıl boyunca Sn. Genel Başkan’ın bir soruşturma tehdidi altında yaşamasına, siyasi faaliyetlerini bu zorluk ve baskı içinde yürütmesine, gerek siyasi rakipleri gerekse birtakım basın-medya kuruluşlarının amacı haline gelmesine, lekelenmeme hakkının ihlaline neden olan tüm sorumlular hakkında her türlü yargısal yola başvurulacaktır.
Bugün tarihi itibariyle de birinci olarak Sn. Genel Lider hakkında kabahat uydurarak yıllarca FETÖ üyeliği, terör örgütünün propagandasını yapmak, Anayasal tertibe karşı kabahatler kapsamında soruşturulmasına neden olan ihbar sahipleri hakkında Ceza Kanunumuzda açıkça düzenlenmiş hata uydurma unsuru uyarınca gerekli şikayetler yapılmıştır.
