İmplant teknolojisinin gelişmesinden evvel, imkânlar ne olursa olsun insanların takılıp çıkarılan protezleri kullanmaya mecbur olduğunu belirten uzmanlar, teknolojinin gelişmesiyle farklı protez uygulamalarının yapılabildiğini söylüyor. Üsküdar Diş Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Sabit köprü, implant ile yapıldığı takdirde doğal diş üzere çiğneyebilir. İmplant üstü protezlerle ilerleyen yaşlarda da gençlikteki diş kalitesi konforunu yaşama imkânına sahip oluyor.” dedi. Bellaz ayrıyeten hastaya rastgele bir müdahale edilmeden evvel gülüş tasarımı yapıldığını ve hastanın sonucun ne olacağı hakkında bilgi sahibi olabildiğini kaydetti.
Üsküdar Diş Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz diş protezi uygulamalarının ayrıntıları hakkında bilgi verdi.
Teşhis hakikat yapılırsa sorun düzeltilebilir
Kaplamalar, çıkarılabilen protezler ve yapılan bütün yapay yapıların protez olarak isimlendirildiğini aktaran Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Diş protezi kullanımında hedef estetik, işlev, konuşma ve dokuların sıhhatinin korunmasıdır. Bu mevzuda teşhis hakikat yapıldığı takdirde sorun düzeltilebilir. Ancak teşhis yanlış yapıldıysa yanılgıyı düzeltmek mümkün olamayabilir. O nedenle hakikat bilgi ve imkânlarla teşhisin hakikat konulması çok değerlidir.” diyerek kelamlarına başladı.
Hasta, süreçler başlamadan sonuç hakkında bilgi sahibi olabiliyor
Hareketli protezler de dahil, yapılacak protezlerde gülüş dizaynının çok değerli olduğunun altını çizen Bellaz, “Doğduğumuzda 7-12 yaş ortasında dişlerimiz çıkar, bu dişler 20 yaşından sonra yavaş yavaş aşınmaya başlar ve gittikçe uzunlukları kısalır, formu değişir, kasların ve dudakların yapıları değişir, beden formu değişir. Münasebetiyle protez yapılacak her dişin, bilhassa ağızın bütünü ele alınıyorsa, yüz ile uyumlu olması gerekir. Bu da yalnızca göz kararı ile yapılmaz. Hastanın fotoğrafları alınır, profesyonel programlar üzerinde kıymetlendirilir ve protezin hastanın yüzü ile uyumlu olması için yapılacaklar gözden geçirilir. Bu sürece ‘gülüş tasarımı’ denir. Hastaya rastgele bir müdahale edilmeden öncesinde gülüş tasarımı yapılır ve hastanın onayı alınır. Böylece hasta, süreçler daha başlamadan sonucun ne olacağı hakkında bilgi sahibi olmuş olur.” biçiminde konuştu.
Gelişen teknoloji doğal görünümünü kolaylaştırıyor
Porselenin çok eski tarihlerden bu yana kullanılmasına karşın çok kırılgan olduğunu ve dayanak yapı gerektirdiğini hatırlatan Bellaz, “Bu yapı siyah renkte bir metal olduğundan dişteki şeffaflığı sağlamak zorlaşır, doğallık elde edilemez. Ancak gelişen teknoloji çeşitli altyapıların gelişimine de katkı sağladı. Artık metal takviye yerine metal olmayan gereçler kullanılmaya başlandı. Bu gereçler ışık geçirgenliği sağlıyor. Yaprak krom denilen uygulamalar da bunun bir kesimi.” açıklamasında bulundu.
Dört implantla bir sabit köprü yapılabiliyor
Uzun periyodik diş kaybının, çene kemiğinde problemlere neden olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “İmplantı yerleştirebilmek için bir temele muhtaçlık var. Kemik kaybedilmişse, hasta çok uzun yıllar damak protez kullanmışsa yahut diş eti sorunu yaşamışsa, art bölgelere implant koymak bazen mümkün olmayabiliyor. Bu üzere durumlarda dört adet implantı özel konumlarda yerleştirip hastaya bir sabit köprü yapılabiliyor. Hatta bu süreç o kadar süratli yapılıyor ki, sabahtan tedavisine başlanan hasta öğlenden sonra süreksiz dişini takmış olarak meskenine dönüp, akşam da yemek yiyebilir hale geliyor.” dedi. Bu süreksiz dişlerin üç ay sonra porselen dişlerle değiştirildiğini söyleyen Bellaz, hastanın hiçbir ıstırap yaşamadan takıldığı andan itibaren sabit protezini kullanabileceğini belirtti.
Bazen en âlâ seçenek hibrit protez olabiliyor
Hekimler için en değerli olan şeyin ağızdaki dokuların korunması olduğunu kaydeden Bellaz, “Hastanın geçmişte yaşadığı diş sorunları ve travmatik çekimler üzere nedenlerle dokularda kayıplar olabiliyor. Damaklar erirken üst çene içeri yanlışsız, alt çene dışarı hakikat erir. İmplantlar da yapılırken kemiğin olduğu yere yapılır yani implant doğal dişin olduğu yerden daha içeride olmuş olur. Bu üzere durumlarda sabit köprü yapıldığında estetik olarak muvaffakiyet ihtimali azalır. Bunun yerine hareketli protez daha uygundur. Lakin hasta, haklı olarak hareketli protez istemeyebilir. Bu durumda hibrit protezler kullanılır. İmplantlar art taraflara sabit köprü halinde yerleştirilir, ön tarafta bir çubuk olur ve çubuğun üzerine takılıp çıkarılabilen bir protez kısmı yapılır. Böylelikle hasta yemek yerken ve günlük hayatında, sabit implant nasılsa o denli işlev gösterir. Ön taraf ise takılıp çıkarılabilen protez olduğundan dudağı destekleyebilecek halde yapılabilir. Tek dezavantajı gece yatarken ön tarafların çıkarılma muhtaçlığıdır.” biçiminde açıklama yaptı.
Sabit köprü, doğal diş üzere çiğneyebilir
“İmplant teknolojisinin gelişmesinden evvel, imkânlar, sıhhat durumu ve maddi durum ne olursa olsun beşerler takılıp çıkarılan protezleri kullanmaya mecburdu.” diyen Bellaz, kelamlarını şöyle tamamladı:
“İmplanttan sonra sabit köprü imkânı herkes için mümkün hale geldi. Köprü yapabilmek için iki tane dayanak gerekir. Şayet bu mümkün değilse hareketli protez uygulanır. Ama günümüzde diş olmayan yere implantlar yerleştirilerek her durumda sabit köprü yapılabiliyor. Sabit köprü, implant ile yapıldığı takdirde doğal diş üzere çiğneyebilir. Lakin hareketli protez doğal dişin dörtte biri kadar çiğneyebilir. İmplant üstü protezlerle kişi, vefat edinceye kadar gençlikteki diş kalitesi konforunu yaşama imkânına sahip oluyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
