CHP Unsur ve Demokrasi Hareketi Sözcüsü Prof. Dr. Örsan Öymen, CHP’deki kongre ve kurultay sürecine ait Kılıçdaroğlu’na yazdıkları davet mektubunu Taksim’deki bir otelde düzenlenen basın toplantısında açıkladı.
CHP’nin unsur ve programlarının kurultay tarafından belirlendiğini, her partilinin de bu prensiplere uymakla yükümlü olduğunu vurgulayan Öymen, geçen yıllarda ve mevcut idare devrinde bu unsurlara en üst düzeyde uyulmadığını savundu.
Başta laiklik olmak üzere, bu prensiplerin bertaraf edildiğini gözlemlediklerini tabir eden Öymen, CHP’de değişim isteyen öteki aday adaylarının da bu unsurlara ve partinin ideolojisine gereğince sahip çıkmadıklarını söyledi.
“Aday çıkaracağız”
Öymen, kurdukları Prensip ve Demokrasi Hareketi’nin kendi içinde genel başkanlık için aday adayı çıkartacağını kaydetti.
Mayıstaki seçimlerden sonra kongre ve kurultay süreci hakkındaki görüşlerini aktarmak için Kılıçdaroğlu’na bu mektubu yazdıklarını lisana getiren Öymen, kelam konusu mektubu okudu.
“Şahsınızın, örgütlerin ve parti üyelerinin son seçimlerden evvel ortaya koyduğu ağır emeklere ve çalışmalara karşın seçim ne yazık ki kaybedilmiştir.” denilen mektupta, CHP’nin kaybettiği birinci seçim olması halinde partide idarenin değişmesi konusunda bu kadar ağır bir tartışma yaşanmayacağına işaret edildi.
“13 yılda girilen 12 seçimi kaybetmiştir”
Mektupta, “Ancak ne yazık ki CHP, sizin genel başkanlığınızla girilen tüm seçimleri, 13 yılda girilen 12 seçimi kaybetmiştir.” tabiri kullanıldı.
Bu seçimlerin içinde 5 milletvekili seçimi, 3 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 referandum ve 2 belediye seçimi olduğu aktarılan mektupta, 2019’daki belediye seçimlerinde kazanılan kentler kısmen bir muvaffakiyet olsa da Türkiye genelinde o seçimlerin de kaybedildiği belirtildi.
Kaybedilme nedenlerini sıraladı
Mektupta, kelam konusu seçimlerin kaybedilme nedenleri şöyle sıralandı:
Parti içi demokrasinin kâfi düzeyde uygulanmamış olması. Başta laiklik olmak üzere, partinin parti programında ve tüzüğünde tabir edilen kurumsal kimliğinin ve temel prensiplerinin büyük ölçüde bertaraf edilmiş olması. Devletçi, kamucu, halkçı, toplumsal demokrat ve demokratik solcu iktisat siyasetlerinin kâfi ve somut biçimde geliştirilmemiş ve halka aktarılmamış olması. Milletvekilliği listelerinde oy oranı çok düşük olan ittifak içindeki siyasi partilere seçilebilecek sıralardan orantısız sayıda fazla milletvekilliğinin verilmiş olması.
Mektupta, seçimlerden sonra idare tarafından gerçekçi bir tahlil ve öz tenkidin ortaya konulmadığı, idaresi eleştirenlerin disiplin cezası ve partiden ihraçla tehdit edildiği savunularak, Zafer Partisi ile yapılan bâtın protokolün de hayal kırıklığına neden olduğu belirtildi.
“Aday olmayın”
Kılıçdaroğlu’na mektupta şu davette bulunuldu:
CHP’nin ve Türkiye’nin geleceği için, demokratik laik, toplumsal hukuk devletinin yine inşa edilmesi ve Cumhuriyet’in korunması için, ayrıyeten şahsınızın da daha fazla yıpranmaması için demokrasinin ve siyaset etiğinin bir gereği olarak lokal seçimlerden evvel kurultayın yapılmasını sağlamanız, önümüzdeki kurultayda genel lider adayı olmamanız ve bunu en kısa müddette açıklamanız, kurultaydaki genel başkanlık yarışında rastgele bir aday adayını desteklemeden tarafsız kalmanız ve kongre kurultay seçim sürecine müdahale etmemeniz en doğrusu olacaktır.
“Sorumluluk üstlenmeye hazırım”
Öymen, Prensip ve Demokrasi Hareketi’nin aday adayının kim olacağı sorusuna şu karşılığı verdi:
Arkadaşlarla bir ortaya gelip isim konusunda karar alacağız. Ama şu kadarını söyleyebilirim, örgütten, tabandan, üyelerimizden benim CHP genel lider aday adayı olmam konusunda teklifler, beklentiler, talepler geliyor. Şimdi bir sonuca varmış değiliz. Bu bahiste sorumluluk üstlenmeye hazırım.
