Adalet Bakanı Bekir Bozdağ seçim bölgesi olan Şanlıurfa’da AK Parti Vilayet binasında seçim sonuçlarıyla ilgili açıklama yaptı.
Bozdağ, 14 Mayıs’ta yapılan seçimde Şanlıurfa’da büyük bir muvaffakiyet kazandıklarını belirtti.
Bakan Bozdağ, “İnşallah 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde de Şanlıurfa, Cumhurbaşkanımıza 14 Mayıs’ta verdiği takviyeden daha yüksek bir oranda takviye vererek büyükşehirler içerisinde Türkiye birincisi olacağına yürekten inanıyorum” dedi.
“Canımız yansa da milletimizin geleceğini, ülkemizin bekasını kimseye çiğnetmeyeceğiz”
Şırnak’ta teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen askerlere rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyen Bakan Bozdağ, “Canımız yansa da milletimizin geleceğini, ülkemizin bekasını kimseye çiğnetmeyeceğiz. Türkiye’nin terör ile aktif, kararlı, daima uğraşta kesintisiz devam edecektir. Türkiye Yüzyılı’nda terörden arınmış ve terörün sona erdiği bir Türkiye’yi evlatlarımıza bırakmak, ülkemizi huzur, barış ve itimat adası haline getirmek temel amaçlarımızın başında yer almaktadır. Bu nedenle bu gayesi gerçekleştirmek için yeni devirde de birebir güçle terörle aktif ve kararlı uğraşımız devam edecektir” diye konuştu.
“Helalleşme ismi altında hesaplaşma siyaseti kaybetmiştir”
14 Mayıs seçim sonuçlarının bir değişim sürecinin de başlangıç tarihi olduğunu vurgulayan Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
“Avrupa’nın, Amerika’nın ve terör örgütlerinin stratejileri değil, Anadolu’nun irfanı kazandı ve milletimiz büyük bir basiret ve ferasetiyle olup bitenleri kıymetlendirdi ve sandığa iradesini yansıttı. Sandıktan çıkan sonuçlara baktığımızda vatandaşımızın çok net bir formda iletilerini verdiğini görüyoruz. Nedir o? Parlamentodaki çoğunluğu Cumhur İttifakı’na verdi ve yasama çoğunluğu, yasama iktidarı Cumhur İttifakı’nındır demek suretiyle parlamentoya dönük iradesini ortaya koydu. Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaatleri ile milletimizin oyalanmaması gerektiğini bu seçim göstermiştir. İktidarda değil muhalefette değişim muhtaçlığını göstermektedir. Milletimiz Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ın açık orta seçileceğinin işaretini vererek değişimin muhalefette olması gerektiğini ortaya koymuştur. 14 Mayıs seçim sonuçları bir değişim sürecinin de başlangıç tarihidir. 28 Mayıs’tan sonra pek çok partide tartışma olacak, idarelerinde değişim olacaktır. Bu milletin de gördüğü, sandıkta verdiği bir talimattır. ‘Ya bırakın ya da aranızda bu işi halledin’ talimatı vermiştir. Türkiye’de iktidar sorunu değil muhalefet sorunu var. Değişmesi gereken iktidar değil muhalefettir. Masanın da dağılması manasına geliyor sonuçlar. Kin ve intikam hisleri ile siyaset yapanlara millet taviz vermeyeceğini göstermiştir. Kin siyaseti, nefret siyaseti kaybetmiştir. Helalleşme ismi altında hesaplaşma siyaseti kaybetmiştir. Milletimiz buna geçit vermeyeceğini sandıkta ortaya koymuştur.”
“Yalan üstüne palavra söylediler ve bu palavraları karşı da millet bunları çok net bir halde gördü”
Muhalefetin seçim başarısızlıklarını gizlemek için büyük bir çabanın içerisine girdiğini aktaran Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“Seçim günü akşamı başarısızlıklarını gizlemek için ne yapıyorlar? O koca koca beşerler, televizyonlara çıkıp ellerindeki bilgiler kendilerini tekzip ettiği halde ‘kazandık’ diyorlar. Bir de tiyatro oynuyorlar. İki tane belediye lideri. Alışmışlar bunlar tiyatro yapmaya yeniden birebir tiyatroyu oynuyorlar; ‘Seçimi kazandık’ diyorlar. Sonra genel lider da tweet atıyor. Yahu resmi datalar var. Bu bilgileri YSK size gönderiyor. Bütün kaynaklar var. Parti teşkilatlarınız var. Görüyorsunuz ki önde değilsiniz, görüyorsunuz ki kazanamıyorsunuz. Millete çıkıp gözünün içine bakıp palavra söylemeyi de siyaset zanneden bir anlayışı burada gördük. Yalnızca orada değil, baktığınızda seçim boyunca bu türlü palavraların çok olduğunu gördük. İşte suikast tezi var, kurşun geçirmez yelek giyip sonra onu haber yaptırıyor. Ya yok bu türlü bir şey. Fakat algıya oynuyor yani bu türlü bir şey var. Sonra işte hakkında kaset çıkacak, şöyle olacak halinde tezleri duyuruyor sonra yok o denli bir kaset, algı oluşturuyor. Öbür öteki pek çok algıyı oluşturmak için palavra üstüne palavra söylediler ve bu palavraları karşı da millet bunları çok net bir formda gördü. Seçimde palavraya prim yok, palavra söyleyene de prim yok, oy da yok. Millet karşılığını sandıkta verdi o gece de onu gördük.”
