Bu görüntüyü izlemek için lütfen JavaScript’i aktifleştirin
Ülkesinde hoş sanatlar eğitimi alan 37 yaşındaki Katerina Songör, 2005 yılından sonra tatilini ekseriyetle Türkiye’de geçirdi. Bu sık seyahatlerinde Türkçeyi de öğrenen Songör, yaşamaya karar verdiği Bodrum’da turizm ve sıhhat dallarında çalıştı.
Kayınpederinden su kabağı sürece sanatını öğrendi, atölyesini açtı
Özel bir hastanede çevirmenlik yaptığı devirde İbrahim Songör (40) ile tanışan Katerina Songör, 2016 yılında Kuşadası’na yerleşti. Evlilik nedeniyle işini bırakan Katerina Songör, konuttaki boş vakitlerinde kayınpederi Muammer Songör’den su kabağı sürece sanatını öğrendi. Hoş sanatlar eğitimi aldığı için sanatı kısa müddette geliştiren Songör, KOSGEB’den aldığı takviyeyle de 2018’de kendi atölyesini kurdu.
Ürünlerini ABD ve Almanya’ya satıyor
Zamanla işlerini büyüten Songör, yurt içinin yanı sıra yurt dışına da eser göndermeye başladı.
Mikro ihracat usulüyle yüklü olarak ABD ve Almanya’dan müşterilerine ulaşan Songör, incelikle çizip işlediği su kabaklarını Türk-İslam motifleriyle de süslüyor.
Katerina Songör, su kabağından sanat yapıtı elde etmenin büyük bir zevk olduğunu söyledi.
“Geleneksel dizaynlar bir kültürün kodudur”
Mesleğini çok sevdiğini aktaran Songör, şöyle devam etti:
Kabak sürece sanatını kayınpederimden öğrendim. O devir işimden ayrılmıştım, bana çok yeterli geldi. Eğitimim hoş sanatlar üzerine olunca çok zorlanmadım temelinde. Türkiye’nin kültürü çok varlıklı. Kabak doğal bir gereç. Tabiat olağanda yabanî sistemsiz özgür bir kavramdır. Ancak kültür yani klâsik sanat, klasik dizaynlar bir kültürün kodudur. Yani kültür medeniyet demek, sistem demek. İki kavramı, doğayı ve medeniyeti, kültürü bir ortada bir halde birleştirmek çok büyük bir zevk. Su kabağına desen tasarım uygulamak, sanatsal bir yapıtı elde etmek çok büyük bir zevk, çok büyük bir sevinç benim için.
“KOSGEB bana yeni bir kapı açtı”
Rus olduğunu öğrenen müşterilerinin bir epey şaşırdığına dikkati çeken Songör, yabancı birinin Türk kültürünü önemsemesinin müspet biçimde karşılandığını lisana getirdi.
KOSGEB’in teşebbüsçü bayan programından faydalanarak iş yerini açtığını anımsatan Songör, “Gördüğünüz üzere kendime bu türlü hoş bir iş kurdum. KOSGEB bana yeni bir kapı açtı. Benim için sahiden yeni bir hayat planlaması oldu.” sözlerini kullandı.
Muammer Songör ise gelininin bu sanatı çok çabuk benimsediğini söz etti.
Uzun yıllar özel kesimde yöneticilik yaptıktan sonra 2010 yılında su kabağı sürece sanatını öğrendiğini anlatan Songör,
Uzunca bir müddet bu sanatı sürdürdüm, sonra gelinim Katerina merak saldı. İstekli olunca bayrağı ona teslim ettim. Çok başarılı ve orta sıra atölyeye uğruyorum, eserleri yurt dışından çok ilgi görüyor.
diye konuştu.
