Fazla kilolarından şikayetçi olanlar tahlil için çeşitli yollara başvuruyor.
Kimileri sağlıklı yolları denerken bazıları ise bıçak altına yatıyor.
Bu defa ise muvaffakiyet kıssası Ankara’da yaşayan 20 yaşındaki Halit Buğra Şahin’e ilişkin.
Çankaya ilçesinde ailesi ile birlikte yaşayan Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği kısmı 3’üncü sınıf öğrencisi Şahin, 19 yaşında 150 kiloya ulaştı.
8 ayda 75 kiloya düştü
Kilosu nedeniyle toplumsal hayatının ve hareket alanlarının kısıtlandığını fark eden Şahin, fazla kilolarından kurtulmak için zayıflamaya karar verdi.
Spora ve diyete başlayan Şahin, 8 ayda 150 kilodan 75 kiloya düştü.
“Öz itimadım yerle bir olmuştu”
Şahin, tartıda 150 kiloyu gördükten sonra artık bir şeyler yapması gerektiğini düşündüğünü belirterek, şu tabirleri kullandı:
Hayatımda o kadar zorluk çekiyordum ki; toplu taşımaya bile binemiyordum. Uçağa bindiğim vakit ek kemer istemem gerekiyordu. Öz inancım yerle bir olmuştu. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Daima dışarıdan yemekler söyleyip, kendimi odama kapatmıştım. Toplumsal hayatım yoktu. Dışarıya çıkıp beşerlerle konuşamıyordum. Sonra kısa müddette nasıl kilo veririm diye tahlil yolları aradım. Mide ameliyatını, zayıflatan ilaçları gördüm. Sonuçlarının daima makûs bir formda sonuçlandığını, vefatlar olduğunu gördüm. Bende sağlıklı bir formda kilo vermeye karar verdim. 8 ayda 75 kilo verdim. Ben inşaat mühendisliği öğrencisiyim. Yazları stajlarım oluyor ve stajlarda çok zorluk çekiyordum. Katları çıkarken zorluk çekiyor, alana inemiyordum. Bizim mesleğimizde inip çıkmamız lazım, ofiste durmuyoruz. Mesleğim için kilo vermek istedim.
“İçimden bir insan çıktı”
Kilo verdikten sonra etrafındakilerin kendisini tanımakta zorluk çektiğini söz eden Şahin, “8 aylık kilo verme sürecimin akabinde memleketim Erzincan’a döndüm. Gittiğim vakit akrabalarım, arkadaşlarım kimse beni tanıyamadı. Herkes nasıl kilo verdiğimi sordu. Sağlıklı beslendim, nizamlı spor yaptım. İnanıp, kendinize güvendiğiniz vakit herkes yapabilir. İmkansız değil. Resmen içimden bir insan çıktı. Bir yere gideceğim vakit öncelikle oranın güzergahına bakıyordum yokuşu var mı, rahat gidebilecek miyim diye. Yokuş çıkarken nefes nefese kalır, ölecek üzere hissederdim. Artık çıktığım vakit çok rahat ediyorum. Yolda yürürken sanki herkes bana mı bakıyor diye düşünüyordum, o yüzden meskenden çıkmıyordum. Küçüklük hayalim olan spor otomobillere bakmak için bayilere gittiğim vakit bile satıcılar, ‘Bu adam nasıl binecek bu arabaya’ diye ön yargı ile yaklaşıyordu. Bunlar beni kilo vermem gerektiğine ikna etti.” diye konuştu.
“İçeceklerini koymak için buzdolabı aldı”
Anne Serap Şahin ise, “Anne olarak gerek giysi, gerek sıhhat, gerekse otomobil, eğitim konusunda her bahiste ben zorluk çektim. Oğluma yardımcı olmak için elimden geleni yaptım. Oğlumu beyaz gömlekli, tişörtlü gördüğüm için memnunum. Bebeklikten beri kiloluydu. Oğlum kilo aldıkça meskene kapanmaya başladı. Dışarı gidip yemek bile istemedi. Yemeği meskene taşıdı. Yemek geliyor, 15 dakika sonra da tatlı geliyordu. Bir baktık ki içeceklerini koymak için buzdolabı almış. Meskeni artık bir kafeye dönüştürmüştü.” tabirlerini kullandı.
